Annem! Bu Gece Yüreğine Sığınabilir miyim..?
Ellerime baktım…
Hala yumuşak ve kar beyazı…
Ne değişmişti…
Annem ellerime dokunup derdi;
—ellerine dokununca yüreğini görüyorum yumuşacık bir kalp her sabah kendini yenileyen beyaz yağmurlarda yıkanan bir masumluk…
Söylesene annem ne değişti… Sen diyordun yüreği güzel olanlar mutlu yaşarlar diye…
Ne değişti hayatımda..
Mutlu değilim be annem …
Her gece yıldızları yorgan gibi üstüme örtüp gecenin soğuk sularında boğuluyorum…
Haberin var mı senin.?
Alfabemi değiştirdim ben bütün tabularımı yıkarak..
Artık sesli harflerim yok benim..
Anlamsız nedensiz öksüz kendi kendine küsmüş harflerim var...
Birde hastalıklı noktalama işaretlerim…
Duydun mu annem beni..?
Notasız umutsuz müzikler dinliyorum. Ruhum rahatsız olmuş dünyanın satılık müziklerinden; … Yasakladı notalı umutlu anlamlı müzikleri…
Birde ağıtları dinler oldum…
Annem yüreğim yanıyor..!
Mevsimlerimi yakıyorum her gece ruhumun ağlayışına. Ne kış var hayatımda nede yaz…
Öyle soğuk öyle boğuk…
Gülüşlerimi anlamlı cümlelerimle yolcu ettim. Sevinçlerim arkalarından ağıt yaktılar…
Ağlama ne olur annem yakma canımı..
Gözyaşlarımı yalnızlığıma bağışladım …
Ağlayamam da seninle..
Annem bir avuç sevgiye ihtiyacım var.
Yarım kalmış öykülerden geldim..
Kapısı kapalı masallarda yaşadım..
Bu gece ellerini saçlarımda gezdirir misin..?
Bu gece bu gece kollarında uyuyabilir miyim..?
Annem bu gece yüreğine sığına bilir miyim..?
Çok yara aldım Annem…