Unutmak mı acıdır? Unutulmak mı bazen?
Sessizlikte boğulmak mı? Sessizlikte boğmak mı?
Susmak mı? Susturmak mı?
..
Acı; gerçeği hissetmektir çoğu zaman taa derinden en derinden! İçinden... O zaman unutmak mı gerçektir unutulmak mı?
..
Sesler duyuldu uzaktan ıssızdan acıdan gerçeklerden! Unutmadı beni gerçeklerim terketmedi. Acılarıma sarıldım çoğu zamanda gerçekten kaçtım.. Ama gerçekten kaçtım! Yüzleşemediklerim cevapsız sorularım hep kovaladı beni. Şimdi çıkmaz bir yolun ışığını aramaya mahkumum... Çünkü sıkıştım çünkü ben kayboldum. Senin derininde gerçeklerde boğuldum...
Sustu şimdi zamanın uğultusu devrildi o saklanan gerçekten kaçan çınar ağacı! Altında kalanı dibinde yetişenleride ezdi yok etti... Sustu... Susturdu düşüncelerini! Ya da o öyle sandı. Sıcak bir rüzgar esti kırılmış dallarına yaprakları okşandı.. Uzandı gölgesi yanına son bir veda için. Hayallerini öptü karanlığa teslim etti düşüncelerini cevapsız sorularınısa yemyeşil kırlara..
Ve bugün o da sana veda etti... Hayır! Yalnızca o öyle sandı.
Çünkü hep sessizdin unutulmuş gibi derinlerdeydin...
Dünyanın merkezine 1cm kalbimin merkezine 1milde..
Ama o yine yakındı sana acısıyla başbaşa yanıbaşında!
Ruhundaydı kimi zaman teninde ve bazende yürüdüğü yolların sonunda ki ışıkta. Ama atmak istesede ordaydı. Korku oldu sardı onu en derinden sonra yerini aşka bıraktı tenine yayılan sıcaklığa ama asla soruları gibi yeşil kırlara bırakamadı.. Hemde hiç bir zaman!
..
Çığlıklar attı şimdi zamanın boşluğu. Durdu ve izledi.. Sonunda çekip gitti bitmeyen gecenin yine hiç bitmeyecek olan yükleriyle. Atamadı silemedi seni.
Peki neydi bu hissettiği kimdi gerçekte bu hayallerinde ki?
Acımasız bir kahramanmıydı kahramanlar acımasız olabilirmiydi?
Hayaller gerçekleşmek içinmiydi gerçek ve hayal yoksa üvey kardeşmiydi?
..
Vazgeçti yalanlarından. Kimsesizce gönderdi senin sahte sıcaklığını ağladı; yeni gerçek soğukluğuna sarıldı..
Vazgeçti hissettiklerinden. Kimsesizce gönderdi onu kollarından sessizliğe bürüdü bedenini sonsuzluğa sardı narin ellerini..
Vazgeçti...
..
Unuttu boğuldu sustu...